Röportaj; Şair Aslan Avşarbey

06.05.2024 - Pazartesi 10:44
Şair Aslan Avşarbey

Eyüp Cüce

Kültür Sanat Sayfa Editörümüz Eyüp Cüce, Şair Aslan Avşarbey'le röportaj yaptı.

RÖPORTAJ ;ŞAİR ASLAN AVŞARBEY

Şair Aslan Avşarbey

İlk röportajımızı halen Sakarya Vali Yardımcısı görevini sürdüren, şair, ressam Sayın Aslan Avşarbey’le yapıyoruz.

--Hoş geldiniz Sayın Valim. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Aslan Avşarbey kimdir?

--1969 yılında Kayseri ilinin Pınarbaşı ilçesinde doğdum.İlkokulu köyümde, ortaokulu yatılı olarak Kırşehir- Çiçekdağı ilçesinde ve liseyi yatılı olarak Konya’da okudum 1989 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) Kamu Yönetimi Bölümünden 1993 yılında mezun oldum. 1994 yılında mülki idare amirliği mesleğine girmiş olup, çeşitli ilçelerde 10 yıl kaymakamlık; 7 yıl İçişleri Bakanlığında Mülkiye Müfettişliği yaptıktan sonra 3 yıl Başbakanlıkta birim başkanı olarak görevde bulundum. Son 7 yıldır da vali yardımcısı olarak çalışmaktayım. Halen Sakarya Vali yardımcılığı görevini yürütmekteyim.Ayrıca İngiltere’de Nottingham Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamlamış olup halen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde doktora öğrencisiyim. İngilizce ve Rusça bilmekteyim.

Şiirlerimde “Mülkî” mahlasını kullanmaktayım. Kaygı Duruşu (2020) adlı bir şiir kitabım bulunmaktadır. Evli ve 3 erkek çocuk babasıyım.

--Şiirle ilk tanışmanızdan bahseder misiniz?

--Ta çocukluktan beri şiir ve edebiyata ilgim olmasına rağmen 2015 yılından beri şiirle daha çok ilgilenmeye ve yazmaya başladım. O zamana kadarki şiirler zaman zaman acemice karalanmış metinlerdi. Çocukluğumuzu geçirdiğimiz ortam bizi şiire aşina olarak büyüttü. Avşar kültüründeki ağıt geleneği ve kafiyeli söz söyleme alışkanlığı büyüklerimizden bize doğal olarak aktarıldı. Bu da özellikle halk şiiri tarzı şiir yazmayı kolaylaştırmaktadır.

-- Etkilendiğiniz bir olayı resimle mi yoksa şiirle mi daha kolay ve daha mutlu olarak anlatırsınız?

--Duyguları ifade ederken insanlar çeşitli yollara başvururlar. Resim, yazı, müzik…  Ben şiirle daha kolay bunu yapabildiğimi düşünüyorum. En azından hissettiklerimin resmini çizmeye çalışıyorum.

-- Şiirleriniz buram buram Anadolu kokmakta. Batı edebiyatından zerre iz görülmemekte. Bu da köklerine bağlılığınızı açıkça göstermektedir. Bu konuda ne diyeceksiniz?

--Benim şiirlerim daha çok halk şiiri tarzına girmektedir. Bunun en önemli özelliği hece ölçüsünü kullanılmasıdır. Bunun dışındaki şiir türleri ile de zaman zaman şiirler yazdığım oluyor ama ağırlık hece ölçüsündedir.

--Yeni şiir akımlarıyla ilgili görüşünüz nedir?

--Yeni şiir akımları ile çok yakından ilgilenmiyorum.

--En çok etkilendiğiniz ya da en çok okuduğunuz, sevdiğiniz şair kimdir?

--Benim doğrudan etkilendiğim veya örnek aldığım bir şair yok ama Abdürrahim Karakoç, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Mahzunî, Yunus Emre gibi Türk edebiyatının büyük isimlerinin şiirleri bize yol gösterici olmaktadır.

--Çocukluğunuzda, “büyüyünce şair olmak” gibi bir hayaliniz var mıydı?

--Çocukluğumda şair olmakla ilgili bir hayalim yoktu. Yokluğun içinden gelen bir çocuk için en önemli hedef insanca yaşayabileceği bir hayata sahip olmaktır. Bunun için eğitim hayatında başarılı olmayı hedefledim hep.

--İlk şiir kitabınız Kaygı Duruşu. Kitabı elinize aldığınızdaki duygularınızı merak ediyoruz.

Kaygı Duruşu

--Şiire başladıktan sonra, bu konuda yetkin olan arkadaşlarım şiirleri okuyup yorumladılar ve bir kitapta toplamam için beni cesaretlendirdiler. Bir insan için, hele sanatla uğraşan bir insan için ürettiği şiirlerin takdir görmesi en büyük ödüldür. Bu duyguyla hareket ederek 2020 yılında Kaygı Duruşu adlı şiir kitabımı çıkardık. Kitapta 85 şiirim yer almaktadır. Kitabı elime aldığımda çok mutlu oldum. Nihayet somut bir eser sahibi olmuştum. Çok güzel bir duygu.

--Gerek Osmanlı, gerek daha eski dönemlerden beri Türk Sultanlar, Padişahlar, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi şiire yakın ilgi göstermişlerdir. Hatta Osmanlı’nın birçok padişahı da oldukça kudretli şairlerdir. Son Cumhurbaşkanımızın da şiire ilgisini, sevgisini bilmekteyiz. Buna rağmen Türkiye’de şiir kitaplarının satılmadığını, dolayısıyla şiirlerin pek okunmadığını da bilmekteyiz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

-- Şiir kitaplarının çok ilgi görmediği doğrudur. Bu konuda insanımızı şiirle buluşturacak etkinliklerin sayısının artması, eğitim müfredatında şiire mutlaka yer verilmesi ve özellikle kitle iletişim araçlarından aktif olarak yararlanılması gerekir diye düşünüyorum.

--Şairlerin acıdan beslendikleri fikri oldukça yaygın. Siz de acıdan mı besleniyorsunuz? Şiirde etki alanlarınızı bilmek isteriz.

--Şiir yazarken özellikle içinden geldiğimiz halk kültürüne ait unsurlara yer vermeye çalışıyorum. Deyimler, unutulmaya yüz tutmuş kelime ve kavramlar, gelenekler… Yerel kültüre ait hikâyeler, olaylar ve halkın engin tecrübeleri, darb-ı meseller… Gördüğünüz gibi kaynak oldukça fazla.

--Çok teşekkür ederiz Sayın Valim. Size iki cihan saadeti diliyorum.

--Ben de okurlarınıza ve size en derin sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

ŞAİR ASLAN AVŞARBEY'DEN ŞİİRLER

ÇIKSAM DAĞLARA AĞLASAM

Dizde derman olsa çıksam dağlara
Zirvesinde doya doya ağlasam
İçimdeki ah’ı döksem dağlara
Dertlerimi saya saya ağlasam

Tüm çiçekler etrafıma derilse
Sümbüllerden yere minder serilse
Yastık diye bir top nergis verilse
Üstüne baş koya koya ağlasam

Rüzgâr gelse bağdaş kurup otursa
Figanımı ummanlara yetirse
Seher yeli yârden türkü getirse
Gaydasına uya uya ağlasam

Dinledikçe dağın gözü ıslansa
Duman çökse koyakları sislense
Dağ dayanmaz buna diye seslense
Feryadını duya duya ağlasam

Enginlere doğru bakıp of çeksem
Bir sigara sarsam yakıp of çeksem
Dişlerimi sıkıp sıkıp of çeksem
Neden böyle diye diye ağlasam

Hayaliyle Avşar’dan bir cerenin
Yanar gönlüm ucunda bir çıranın
Sinemdeki baş tutmayan yaranın
Kabuğunu soya soya ağlasam

Çıkarıp da cebimdeki resmini
Açıp baksam katladığım kısmını
Yüreğimde sakladığım ismini
Kayalara oya oya ağlasam

Mülkî der ki dağlar kadim sırdaşım
Dert ortağım arkadaşım yoldaşım
Eteğinde pınar olsa gözyaşım
Tüm cihanı yuya yuya ağlasam

TEMBEL EVLAT DESTANI

-BİR BABANIN İSYANI-

Kaymakam Bey alın size getirdim
Ne karar verirse hoş versin devlet
Zaten kıt aklımı tümden yitirdim
Bana bir akıllı baş versin devlet

Sözümüz yoksa da Hakk’ın işine
Böyle tembel evlat düşman başına
Evden çıkarırsam köşe başına
Altına koyacak taş versin devlet

Ölüm hak ya Allah versin gecinden
Ben ölürsem o da ölür acından
Her gün biraz bayat ekmek ucundan
Ölmeyecek kadar aş versin devlet

Çoban etsen bir koyunu güdemez
Haklı veşli bir iş beşir edemez
Mesaiye sabah kalkıp gidemez
Yatakta yapılan iş versin devlet

Ben usandım artık kötek atmaktan
O bıkmadı yirmi saat yatmaktan
Bir su içmek zül geliyor mutfaktan
İster ki emecek döş versin devlet

Elinde telefon bir de kamera
Açıp görüştüğü gizli numara
Nakit verirseniz gider kumara
O yüzden vakıftan fiş versin devlet

En son üç yıl önce bugün yıkandı
Bir banyoda iki sabun tükendi
Tüm giderler çıkan kirden tıkandı
Ayda bir zorunlu duş versin devlet

İmanım gevredi bunda yalan yok
Yanına varıp da bir gün kalan yok
Atsan atılmıyor satsan alan yok
Ben on diyeyim de beş versin devlet

Bir saçı var geri kalmaz peruktan
Yel giriyor dudaktaki yarıktan
Diş kalmamış ağzı kokar çürükten
Porselen kaplama diş versin devlet

Biliyorum biraz kaba olacak
Ama emeklerim heba olacak
O şevk yok oğlumda baba olacak
Beş aylık hamile eş versin devlet

“Koşma yürü, yürüme dur” asılmış
Kalkma otur, oturma yat” usulmüş
Un elenip elek çoktan asılmış
Yormasın her zarda şeş versin devlet

Doktor dedim bunun bu halleri var
Düzen bozuk belli git gelleri var
Baktı, bunun yeni modelleri var
Durma dedi hemen koş versin devlet

Affola üzdümse sizi bilmeden
Ölüp gideceğim yüzüm gülmeden
Mülkî’ye uğradım size gelmeden
Dedi uğraşmasın boş versin devlet

 

YORUM YAZ
6 YORUM
resme alternatif yazı